SARI SONBAHAR...
Aylardan sarı sonbahar...Elimde kahvem, yağan yağmuru puslu pencereden seyre daldım...Yağan yağmur tanelerinin her biri bana bir şeyler anlatıyor gibiydi....Biz farklıydık...tıpkı siz insanlar gibi...Hüzünle karışık pazar sabahında , tozlu olan raftan mavi kelebek adlı kitabımı aldım...okumaya başladım...Okurken insanı içine hapseden bir yanı vardı kitabın...Sararan yaprakların... hüznün... sevginin...merhametin işlenişi bambaşkaydı...Minik bir çocuk...Asya...gözlerinde sevginin saflığı..onca yokluğa rağmen yüzünden eksik olmayan tebessümü....gülüşleri...insanı hayata bağlayan bir yanı vardı...Henüz yeni başlamıştı okul hayatı...her okul dönüşü öğretmenini anlatırdı gördüğü herkese.... yüreğine dokunabilmişti demek ki...bu kadar sevdiğine göre....annesini iki yaşında kaybetmiş...babası hayatı olmuştu...ve artık bir de gülen gözlerle anlattığı...yüreğinde barındırdığı öğretmeni...ne yaşamıştı ya da neler...sarı sonbahar olan yüreğe bahar gibi gelmişti...yeşillenmişti dünyası...çiçeklerin açtığına şahit olmuştu...kitabı kenara bıraktım...kahvem çoktan soğumuş... hayatıma dokunan öğretmenim olmuş muydu? sorusuyla karşı karşıya kaldım... ben de bir Asya'ydım kim bilir..düşündükçe çoğalmaya başladı yüreğime dokunanlar... yüreğinde yer bulduklarım...şuan ben de bir yüreğe dokunabiliyorsam onlar sayesindedir...yüreğe dokunanların çoğalması dileğiyle....